Yüz Yıllık Aşk: Türk Sineması
Tahta sandalyeli yazlık sinemalardan günümüzün festival sinemalarına kadar uzanan nostaljik yolculuğun macerası, “Yüzyıllık Aşk: Türkiye’de Sinema ve Seyirci İlişkisi” sergisi İstanbul Modern’de açıldı.
İstanbul Modern Sanat Müzesi, kuruluşunun 10’uncu yılında Türkiye sinemasının 100’üncü yılına ithafen “Yüz Yıllık Aşk: Türkiye’de Sinema ve Seyirci İlişkisi” adlı sergiyi sanatseverlerle buluşturuyor. Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleşen “Yüz Yıllık Aşk”, Türkiye’de düzenlenen ilk araştırma sergisi niteliğinde.
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı İstanbul Modern’in benimsediği disiplinler arası yaklaşımını, kuruluşunun 10. yılında yenilikçi projelerle görünür kılmaya devam ettiğini anlatarak, 11 Aralık 2004’te açılan İstanbul Modern’in, Türkiye’de bir müze çatısı altında hizmet veren sinema salonu ve bölümüne sahip ilk kurum olduğu bilgisini verdi. Eczacıbaşı: “Türkiye sinema tarihinin belleğini görünür kılan bu sergi, sinemanın bizi nasıl değiştirdiğini yansıtarak, sosyo-kültürel dinamiği yeniden değerlendirmemize olanak sağlıyor” şeklinde konuştu.
İstanbul Modern Sinema’nın, hem dünya sineması hem de Türk sinemasından örnekler sunduğunu, sıra dışı film ve belgeselleri sinemaseverlerle buluşturduğunu aktaran Eczacıbaşı, Türk sinemasının 100. yılında sinema ile seyirci arasında yüzyıldır süren aşk öyküsünü gündeme getiren ve Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen araştırma sergisine ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.
Eczacıbaşı, “Ülkemizde sinema kültürünü ve sinema sevgisini seyircinin bakış açısıyla inceleyen sergi, geniş bir yazılı ve görsel arşiv araştırmasıyla, sinema tarihimizin belleğini görünür kılıyor. Sinemanın bizi nasıl değiştirdiğini ve dönüştürdüğünü yansıtarak, sayısız sosyo-kültürel dinamiği yeniden değerlendirmemize olanak sağlıyor. Yazılı ve görsel arşiv belgelerinin dijital ortama aktarılması ve hazırlanan kapsamlı sergi kataloğu sayesinde, yapılan araştırmalardan gelecek kuşakların yararlanacağını umuyorum” ifadelerini kullandı.
Sinema tarihinde seyirciye dair yazılı ve görsel arşiv malzemesini dijital platforma aktararak, kaynakları iyi korunmamış ve kişisel çabalarla yaşatılmaya çalışılmış bir tarihin belleğini görünür kılmaya çalışan sergi, seyircinin sinema ile buluşma noktası sinema salonlarını “seyirci mabetleri” olarak değerlendirirken, Türkiye’nin ilk sinema salonlarından günün festival sinemalarına kadar uzanan nostaljik bir sunum yapıyor.
Sergi, seyircinin sinema ve filmlerle ilişkisini sağlayan gazete ilanları, film broşürleri, afişler gibi unsurların yanı sıra sinema seyircisinin fanatizmini de ayrı bir bölümde ele alıyor.