Acıyı Reçel Eyledim !
Portakal reçeli aşkına ne imajlar yıkılıyor.Hayatımda ilk defa portakal reçeli yaptım. Her şeyin ilki unutulmaz olurmuş ya! Aynen öyle olacak. Ne tezahürat, ne layk aldım peh peh…
Facebook, instagram, twetter yıkıldı…Hiç yorum yazmayan dostlar yorum yazdı.
Boşuna dememişler “Kalbe giden yol, miğde den geçer” diye…
Ah ah yanarım, yanarım da bir sevdiceğime döktüremedim şu mutfak maharetlerimi.
Diğer maharetler de hükümsüzde, bir işe yaramadı zaten en geçerli olanı atladık işte ne çare!
Şimdi gelelim o muhteşem lezzet portakal reçeline; Gelelim de öyle kolay da oluyor sanmayın hani!
Maceralı bir yolculuk portakal reçeli yapmak.
Ya anadan atadan görecek, bileceksin ya da, içinde heves istek, doğuştan, yetenek olacak.
Hani benim ki ;ayıptır söylemesi hem anadan İzmir’ liyiz bir yanımızda Hürrem sultan salınırken, bir yanımız domestiktir evvel ezel…
Hem de çocukluğumuzdan beri annemizi neredeyse tek gördüğümüz yer mutfak olduğundan, ailenin bütün kızları Emine Beder’e taş çıkartır evvelallah…
Vay vay vayJ
Benim reçel bilgiçliğimin kökeni ise kar yağışları. Beni bu yolları kapayan karlar böyle yaptı işte.
Kardeşim Şeniz’ deyim, ev uzak, kar başlamış. Mahsur kalacaksam evimde kalayım diyor eve gitmek istiyorum. Ama her zaman ki gibi; Mutfak muhabbeti bitmez. Şeniz durmadan portakal soyar, portakal yedirir. Gelen portakal yiyor, giden portakal yiyor.
Şeniz portakalları soymayı kimseye bırakmıyor. Kendi itinayla koparmadan helezonu tamamlıyor soyuyor veriyor yiyorsun. Sonra yine itinayla portakal kabuklarını eşit parçalara bölüyor, yuvarlıyor, silindir şekline getirdiği portakal kabuklarını kürdanla sabitliyor, kenarlarını kesiyor, bir kasenin içinde yığınlanmış kardeşlerinin yanına itinayla koyuyor… Biz, portakalları yerken, o kafayı yedi herhalde derken deja-vu anneannem portakal kabuklarını aynen böyle büker ipe dizer sonra reçel yapardı. Durum anlaşılmıştır,
Inının ınının ınının….
Şeniz portakal reçeli yapacak…
Bayılırım, ölürüm…Diyeti falan şey ederim yani!
Ama, kar yağacak,karlar yağmadan Oya eve kaçar. Karlar yağar ben evde mahsur, facebookta Şeniz’in portakal reçeli fotoğrafları yemek kitabından fırlamış. Portakallar pırıl, reçel değil resim, tablo…
Benim durum; beğen, ağzının suları aksın, yorum yaz “çok şahane, bana da ayır” Şeniz gülücük atsın ‘geellll ye’ desin…Gideme, yiyeme…
Kar yolları, ölümlü acılar ruhumu kapamış zaten. Can dostlarım Lale’m babasını, Filiz’im annesini, Ayşegül’üm abisini arka arkaya sonsuzluğa uğurlamış. İçime, ayrılıkların ölümün hüznü çöreklenmiş.
Hiç birine gitmedim. Gidemedim
Aynen, kaybettiğim ama o taşı görmedikçe uzakta ama varlar diye düşündüğüm bütün yakınlarım gibi…
Yanlarında yandaş olamadım, canlarının acısına teselli olamayacak kadar acıyordu içim.
Bir ayda bu kadar acıyı kaldıramadım.
Hiiiç mi hiç tadım yok.
Gelmiş geçmiş acılarımla dünle, bugünle, yarınla hesaplaştım.
Dün babamızın arkadaşları ölüyordu. Anlamıyorduk.
Bugün arkadaşlarımızın babası, annesi, abisi ölüyor içimiz acıyor… Ya yarın.
Düşünmek, bilmek, duymak istemiyorum. Kaçış mı? Evet kaçış
Hepsini içime aldım. Dua ettim .
Yeter bu kadar acı biraz tatlansın bu dünya dedim!
Sonra portakalları aldım önüme soydum, yedim, büktüm, sapladım kürdanları.
Soydum, yedim , büktüm, sapladım kürdanları. Doldukça kase sevindim.
Çoğalsınlar ilk reçelimi yapacağım derken bir baktım ki;
KüflenmişlerL
Ama ben yılmam, küllerinden doğan bir zümrüdü anka kuşuyumdur.
Kaç yangından çıktım
Kolay, kolay vazgeçmem…
Eni sonu bir portakal reçeli yapacağız dimi?
Kim korkar hain kurttan.
HAZIR MIYIZ?
Git markete kalın kabuklu, afilli altı portakalı koy sepete.
Bir kilo toz şekeri al sağlama
Bir limon, bir de bir paket limon tuzunu el altına koy bakalım.
Malzeme dediğin bu kadar ha!
Ama malzeme bu kadar diye gevşemeyin iş şimdi başlıyor.
Daha önce kürdanladık ya silindir şekilli portakalları, hani küflendiler attık.
İlla “portakalım şekil yolumdan çekil” yapacaksanız, kalabalık aile ortamında bolca yiyin, şekilleyin buzdolabında saklayın.
Ama, benim gibi yalnız yalnız portakal reçeli yapmaya niyetlendiyseniz.
O altı portakalı alın normal bir limon sıkacağında sıkın.
Yarı posası kendin de, yarı posası sıkacakta.
Suyu Bardakta…
Portakal kabuklarının altını üstünü kalın yerlerini kesip çıkarın.
Normalde kestiğiniz gibi üçe-altıya ayırın, onları da ikiye bölün.
Şekil keyfe keder …
Tencere koyduk. Sıcak suyu da üstünü örtecek kadar koyduk.
Orta ateşte kaynamaya başladı 10 dakika kaynasın.
Sarı suyu çıktı,
Süzgece dök soğuk su gezdir,
Bir daha, bir daha, bir daha, bir daha
Dört defa 10 ar dakika. Kaynat. Süz
Son kez süzgeçten tencereye aldın
Üstüne bir kilo toz şekeri dök
İlave bir, bir buçuk bardak daha şeker tatlı sevme zevkine kalmış.
Sıktığın portakalların suyundan üç bardak, posasını da ilave et.
Kaynamaya başlasın.
40 dakika git gel köpüğünü al.
Koyulaşmaya başladı mı yarım limon suyu, bir tatlı kaşığı limon tuzu ilave
10 dakika daha kaynasın.
Soğusun, hadi bakalım kavanozlara .
Sabah kaymak, tereyağ, kızarmış ekmek bir de aşk varsa yeme yanında yat
Dostlar, bu arada portakal reçeli bahane yine acıyı bal eğledik…
Modern çağın gereği artık görüşmeler facebook, instagram, twetter beklerim reçel fotoğraflarını.
Laykınız bol, reçeliniz şahane olsun.
Portakal reçeli şahane oldu filan ama, tamam bu kadar, içimdeki Emine Beder hadi mutfağına hadi.
Ben, hayatımın kitabı ”ŞEKER PORTAKALI” ile hayallerdeki, gerçeklerime, geri dönüyorum.
BEN ZEZE ‘YİM.
Hepiniz bana kızsanız da, dışlasanız da;
Ben, yine reçel kavanozlarınızı kırıp, yine sokak şarkıcısıyla buluşup edepsiz şarkılar söyleyeceğim.
BEN ZEZE’YİM…