Meme Biliminde Yeni Bir Soluk
Meme kanseri kadınları çok korkutmamalı….
SENATURK (Meme Bilimleri Akademisi) Akademik Kurul Başkanı Prof. Dr. Bahadır Güllüoğlu 07-09 Mayıs’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak olan “2’nci İstanbul Medikal Sağlık, İleri Yaş, Termal, SPA Wellness Turizm Fuarı ve Kongresi’nde “Meme Kanseri Tedavisinde Kaliteyi Arttıran İnovasyonlar” konulu 2 günlük uygulamalı bir çalıştayı yönetecek. Prof. Dr. Bahadır Güllüoğlu, kadınları meme kanseri konusunda şöyle aydınlatıyor:
“Meme kanseri şu an dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Ancak sadece buna bakarak meme kanserinin çok kötü bir hastalık olduğunu düşünmek yanlış olur. Hastalığın vahametini sadece diğer kanserlere oranla daha sık görülmesine bakarak değil toplumda kaç kişide görüldüğüne ve tedaviye verdiği yanıta göre de değerlendirmek gerekir. Son yıllarda tedavide kullanıma giren yeni yöntemler ile çok ileri meme kanserlerinde dahi tedaviye yanıt veren hasta oranlarının yükseldiğini görüyoruz. Bariz olan tedavi sonrası başarı oranları her geçen gün yükseliyor.”
Prof. Dr. Güllüoğlu, meme kanserinin ülkemizdeki durumu konusunu ise şöyle açıklıyor:
“Öncelikle söylenmesi gereken ülkemizde meme kanseri görülme sıklığının batıdaki kadar yüksek olmadığıdır. Klasik söylem olan her sekiz kadından birisinde meme kanseri görülüyor jargonu neyse ki bizim ülkemiz için geçerli değil. Maalesef bizim ülkemizde bilmeden bu jargon kullanılarak kadınlara gereğinden fazla korku salınıyor. ABD gibi ülkelerde her 8 kadından birisinde meme kanseri görülüyor. Bu doğru. Oralarda her 100 000 kadından yaklaşık 200-250 tanesinde meme kanseri görülüyor. Ancak bu rakam Türkiye için resmi ve geçerli kayıtlara göre ortalama 40-45.“
Meme kanseri tanısı alan kadınlara Prof.Dr. Bahadır Güllüoğlu, öncelikle tedavideki başarının takım çalışması yapan ekiplerin ellerinde olduğunu vurguluyor ve şunları sıralıyor:
“Takım denince akla temel olarak meme cerrahı, plastik cerrah, radyolog, patolog, tıbbi ve radyasyon onkoloğundan oluşan bir ekipten bahsediyoruz. Bu nedenle çoğu kişinin düşündüğü üzere tek bir kişinin elinden çıkmıyor başarı. Bu bir takım oyunu. Bu takımın içerisinde hastanın kendisi ve ailesi de yer alıyor. Tedavi ile ilgili her türlü kararın alınması aşamasında hastanın kendisinin ve ailesinin de görüşlerinin alınması esastır. Hastalar kendilerine geçerli tedavi yöntemlerini genişçe ve anlaşılır tarzda anlatan, tedavilerin alternatiflerini, başarı şanslarını, istenmeyen olası etkilerini anlatabilecek hekimleri bulmalılar. Gerekirse hastaların ikinci görüş almaları en doğru yaklaşım olabilir.”
Meme kanseri kadınları çok korkutmamalı….
SENATURK (Meme Bilimleri Akademisi) Akademik Kurul Başkanı Prof. Dr. Bahadır Güllüoğlu 07-09 Mayıs’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak olan “2’nci İstanbul Medikal Sağlık, İleri Yaş, Termal, SPA Wellness Turizm Fuarı ve Kongresi’nde “Meme Kanseri Tedavisinde Kaliteyi Arttıran İnovasyonlar” konulu 2 günlük uygulamalı bir çalıştayı yönetecek. Prof. Dr. Bahadır Güllüoğlu, kadınları meme kanseri konusunda şöyle aydınlatıyor:
“Meme kanseri şu an dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Ancak sadece buna bakarak meme kanserinin çok kötü bir hastalık olduğunu düşünmek yanlış olur. Hastalığın vahametini sadece diğer kanserlere oranla daha sık görülmesine bakarak değil toplumda kaç kişide görüldüğüne ve tedaviye verdiği yanıta göre de değerlendirmek gerekir. Son yıllarda tedavide kullanıma giren yeni yöntemler ile çok ileri meme kanserlerinde dahi tedaviye yanıt veren hasta oranlarının yükseldiğini görüyoruz. Bariz olan tedavi sonrası başarı oranları her geçen gün yükseliyor.”
Prof. Dr. Güllüoğlu, meme kanserinin ülkemizdeki durumu konusunu ise şöyle açıklıyor:
“Öncelikle söylenmesi gereken ülkemizde meme kanseri görülme sıklığının batıdaki kadar yüksek olmadığıdır. Klasik söylem olan her sekiz kadından birisinde meme kanseri görülüyor jargonu neyse ki bizim ülkemiz için geçerli değil. Maalesef bizim ülkemizde bilmeden bu jargon kullanılarak kadınlara gereğinden fazla korku salınıyor. ABD gibi ülkelerde her 8 kadından birisinde meme kanseri görülüyor. Bu doğru. Oralarda her 100 000 kadından yaklaşık 200-250 tanesinde meme kanseri görülüyor. Ancak bu rakam Türkiye için resmi ve geçerli kayıtlara göre ortalama 40-45.“
Meme kanseri tanısı alan kadınlara Prof.Dr. Bahadır Güllüoğlu, öncelikle tedavideki başarının takım çalışması yapan ekiplerin ellerinde olduğunu vurguluyor ve şunları sıralıyor:
“Takım denince akla temel olarak meme cerrahı, plastik cerrah, radyolog, patolog, tıbbi ve radyasyon onkoloğundan oluşan bir ekipten bahsediyoruz. Bu nedenle çoğu kişinin düşündüğü üzere tek bir kişinin elinden çıkmıyor başarı. Bu bir takım oyunu. Bu takımın içerisinde hastanın kendisi ve ailesi de yer alıyor. Tedavi ile ilgili her türlü kararın alınması aşamasında hastanın kendisinin ve ailesinin de görüşlerinin alınması esastır. Hastalar kendilerine geçerli tedavi yöntemlerini genişçe ve anlaşılır tarzda anlatan, tedavilerin alternatiflerini, başarı şanslarını, istenmeyen olası etkilerini anlatabilecek hekimleri bulmalılar. Gerekirse hastaların ikinci görüş almaları en doğru yaklaşım olabilir.”
SENATURK Akademi
Ülkemizde meme hastalıkları üzerine farklı bir prensip ile yola çıkan SENATURK Akademi”nin hedefleri:
SENA Projesi’nin 4 önemli hedefi var. senolog ve meme hemşiresi yetiştirebilmek, “meme okulu” ve akredite meme üniteleri ve merkezleri kurmak. Senoloji alanında uzun zamandır alt yapı çalışmalarını sürdüren SENATURK Akademi ekibi, dünya çapındaki geniş networkü sayesinde faaliyetlerine hız kazandırdı.
Senoloji nedir? SENATURK hakkında bilgi verir misiniz?
SENA Projesi’nin hedefleri nelerdir? Bunun en önemlisi de şu an içinde bulunduğunuz alan. Gerek Kuzey Amerika ve gerekse de Avrupa’da meme merkezlerinde kadının meme kanseri tanısının konulması ve tedavisinin planlanmasına çok önem veriliyor. Meme Merkezinin standardı nedir? |