Liyakat Nişanını Alıp Atatürk’e Koştular
Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier konuşmasında “bilimsel başarıların milliyeti olmadığı” vurgusunu yaparak dünya basının da aşıyı iki Türk buldu manşetlerine gönderme yapsa da Dr Özlem Türeci ve Prof.Dr.Uğur Şahin Almanya’nın en büyük nişanı olan yıldızlı nişanı aldıktan sonra Berlin Türk konsolosluğuna giderek Atatürk büstüyle poz verip bizlere bir gurur daha yaşattılar.
Tıpkı Nobel aldıktan sonra Türkiye’ye gelip Anıt Kabirde Atamızın huzurundan dünyaya selam yollayarak göğsümüzü kabarttığı gibi.
Corona virüsüne karşı geliştirdikleri aşı ile dünya gündeminin en üst sıralarına çıkan Alman BioNTech şirketinin kurucuları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’e Almanya’nın en önemli devlet ödülü olan “Yıldızlı Büyük Liyakat Nişanı” verildi.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Steinmeier, Türeci-Şahin çiftinin hemen herkesten önce Corona virüsünün ciddiyetini ve pandemiye dönüşeceğini gördüklerini, kamuoyunun hastalığı umursamadan yaşadığı bir dönemde bilimsel çalışmalarına başlayarak, çok kısa bir sürede aşı geliştirdiklerini hatırlattı. Steinmeier, “İleri görüşlülüğünüz, araştırmacı ruhunuz ve sonsuz azminizle, ışık hızında bir süreçte bir aşı geliştirdiniz. Külterel, sosyal ve ekonomik olarak ayakta kalabilmemize olanak yarattınız. Bu Cumhurbaşkanlığı Sarayı bugüne kadar bu derecede önemli bilimsel bir kahramanlığa tanıklık yapmadı” dedi.
Almanya Cumhurbaşkanı, sözlerini, “Sizin hakkınızda mucize insanlar, sivrilen bilimciler, dünyayı kurtaranlar şeklinde sıfatlar kullanılıyor. Benim için tutkuyla, bilimsel hırsla ve fedakarlıkla çalışan ve çığır açan insanlarsınız. Keşifçi, araştırmacı kişiliğiniz, bilimsel başarılarının milliyeti olmadığını, Alman, Türk, Amerikan olmadığını, küresel olduğunu kanıtladı. İnsanlar özgür bir ortamda, karşılıkla saygı ile politik, sosyal ve kültürel sınırları aşabilirler. Siz insanlığa hizmet ederken, insanlara örnek oldunuz. Sizin gibi insanlara ihtiyacımız var, sizin cesaretiniz topluma, siyasetçilere örnek oluşturmalı. Almanya adına size teşekkür ediyorum” şeklinde sürdürdü.
Aldıkları nişana çok sevindiklerini belirterek sözlerine başlayan Dr. Özlem Türeci, normal şartlar altında yıllarca süren bir araştırma sürecini 11 haftada tamamlayarak Corona’ya karşı aşı geliştirdiklerini, bunun bir takım çalışmasının sonucu olduğunu belirterek, BioNTech çalışanlarına teşekkür etti. Türeci, “Geliştirdiğimiz aşı, Corona’yı yenebileceğimizi gösterdi. Daha önümüzde zorlu bir dönem var. Ama tünelin sonunda ışık görünüyor ve giderek aydınlanıyor” şeklinde görüş belirtti.
Prof. Dr. Uğur Şahin de BioNTech şirketinde 60 ülkeden 2 bin bilim insanının çalıştığını ve bunun ortak bir hedefe ulaşmanın önemini kanıtladığını söyledi. Şahin, “Corona’ya karşı verdiğimiz mücadelede yolun üçte ikisini geride bıraktık. Üçüncü dalganın içindeyiz. Önümüzde bizleri çok zorlayacak bir altı ay var. Moralleri bozmadan yolumuza devam etmeliyiz. Biz, yaz aylarının sonuna kadar isteyen herkesin aşı olabilmesi için elimizden gelen herşeyi yapacağız. Pratik düşünerek, aşılama kampanyasında tüm aşıları değerlendirerek, pandemiyi kontol altına alacağız” ifadelerini kullandı.
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, geçen Aralık ayında yaptığı bir açıklamada, “Almanya Türeci ve Şahin’le gurur duyuyor” demişti. Başbakan Merkel de daha önce yaptığı çeşitli konuşmalarda, aşının geliştirilmiş olması sebebiyle Türeci-Şahin çiftiyle gurur duyduğunu, çalışmalarından ötürü minnettar olduğunu ve BioNTech’in dünya çapında “spot ışığı gibi” parladığını söylemişti.
Türeci ve Şahin’in “Yıldızlı Büyük Liyakat Nişanı” almaları ile ilgili resmi gerekçede, iki bilimcinin BioNTech şirketinin geliştirdiği aşıyla Corona salgınının önüne geçilmesine katkı sağladıklarına işaret edilerek, “Onların m-RNA teknolojileri alanında dünya çapında kabul edilen yetkinlikleri ve dur durak bilmez çabaları sayesinde çok kısa sürede Corona virüsüne karşı bir aşı geliştirmeyi ve onaylanmasını başardılar” ifadeleri kullanılmıştı.
Türeci ve Şahin’i medya da ödüllendirdi
Türeci ve Şahin çiftine bir başka ödül ise dün akşam verildi. İki bilimci, Almanya’nın en saygın medya ödüllerinden Axel Springer Ödülü’nü Avusturya Başbakanı Sebastina Kurz’dan aldı. Törende konuşan Kurz, “BioNTech’in iki kurucusu, günün birinde arkaya dönüp baktıklarında, dünyayı iyi yöne doğru çevirdiklerini saptayacaklar. Birçok insan yaşamımızı kurtaran çalışmalara katkı veriyorlar. Biz bugün bu hareketin en önemli iki ismi ile birlikteyiz. Size ne kadar teşekkür etsek az gelir. Avrupa ve dünya çapında bir başarı hikayesi yazdınız ve bir araya gelerek, ortak hareket ettikçe, nelerin yapılabileceğini kanıtladınız” şeklinde konuştu.
Törene video mesajla katılan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu da “Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin dünya tarihine geçtiler, son 100 yılın en büyük pandemisine karşı bir aşı buldular. Onların sayesinde İsrail, Corona’yı atlatan ilk ülke olacak” derken, “Yeteneklerinizi, olanaklarınızı ve insanlığınızı tüm insanlığın iyiliği için kullanmaya devam etmenizi rica ediyorum” diye konuştu.
Türeci ve Şahin’in başarısı göçmenliğin faydalı olduğunun göstergesi
Son yıllarda göç konusunun tartışıldığı ve göçmen düşmanlığını gündemi belirlediği Almanya’da, Türeci ve Şahin’in şirketleri BioNTech’le yakaladıkları başarı, göçmenlerin ülkeye ne kadar faydalı olabileceğine dair bir örnek olarak gösteriliyor.
Amerikalı ortağı Pfizer ile dünyanın en önemli ilaç ve aşı firmalarından biri olan BioNTech, bu yıl dünyanın farklı ülkelerindeki 6 üretim tesisinde toplam 2 milyar doz aşı üretmeyi hedefliyor. BioNTech’in pazar değeri 21 milyar doları aşmış durumda. Çift, kanser tedavisine odaklanan ilk şirketleri Ganymed’i 1,4 milyar euroya satmıştı.
Prof. Şahin, Der Spiegel dergisine verdiği bir demeçte, Çin’de ortaya çıkan Corona’nın salgına dönüşerek dünyaya yayılacağını öngördüğünü, geçen yıl 25 Ocak’ta BioNTech çalışanlarının izinlerini iptal ettiğini ve haftanın 7 günü aşı formülleri üzerinde çalıştıklarını anlatmış, geliştirdikleri mRNA teknolojisini “tıpta bir devrim” olarak tanımlamıştı. Dr. Türeci ise bundan sonra aynı teknolojiyle kansere karşı bir aşı geliştirmeyi hedeflediklerini söylemişti.
Türeci ve Şahin’in Almanya’ya göç öyküsü
1965 İskenderun doğumlu Uğur Şahin, Almanya’ya 1960’lı yıllarda göçen bir ailenin çocuğu. Babası Köln’deki Ford fabrikasında çalışan, kendisi de 4 yaşında Almanya’ya gelen Şahin’in, çocukluk yıllarından itibaren doktor olmayı hedeflediği ve ailesinden gelen destekle bunu başardığı biliniyor. İmmünoloji ve onkoloji eğitimi alan Şahin, uzun yıllardır Mainz Üniversitesi Tıp Merkezi’nde çalışıyor ve öğretim görevlisi olarak üniversitede ders veriyor.
BioNTech’in diğer kurucusu ve Corona’nın gidişatını değiştiren aşının mucidi Özlem Türeci, babası İstanbul’da doktor olan bir ailenin kızı. Babasının Almanya’ya göçü sonrasında, Lastrup kentinde 1967 yılında dünyaya gelen Türeci’nin de babasını örnek aldığı için okul çağında doktor olmak istediği biliniyor. Lisans eğitimini Saarland Üniversitesi’nde tamamlayan Türeci, ardından Mainz Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor. Türeci, özellikle kanser araştırmaları konusunda Almanya’nın en önemli isimlerinden bir olarak da biliniyor.
En Son Haberler
-
BM’den Türkiye’ye İstanbul Sözleşmesi’ne ‘Geri Dön’ Çağrısı
-
Diyarbakır ve Gaziantep’te Nevruz Kutlamaları
-
Almanya’da Corona Zirvesi
-
Biden: “Derin Hayal Kırıklığı”
-
“Direkt Uçuş Yok Ama Aktarmalı Var”