Kadın denen gizemli yaratık
Yine, ülkemiz için ‘dostlar alışverişte görsün’ şeklinde göstermelik birkaç etkinlikten başka hiçbir anlamı olmayan bir ‘Dünya Kadınlar Günü’ geldi ya, ben de bu yazımı kadınlara armağan etmeye karar verdim. Ben bu yazıyı yazarken daha günü gelmedi. O gün birkaç etkinlik olur elbet, bir türlü alınamayan haklar istenir, eşitsizlikten yakınılır, kadına şiddet vurgulanır, sesler yükselir ki onun da bir ölçüsü vardır, pek fazla yükselirse kesilir. Bunun için gerekire yine orantısız şiddet uygulanır. Sonra bir ‘Kadınlar Günü’ daha geride kalır. İşte bu kadar.
Bari bu vesileyle biraz öveyim dedim, hemcinslerimi. Başlık iyi ama değil mi? “Hadi canım” diyen erkekleri duyar gibi oluyorum ya, boşuna uğraşmasınlar aksini iddia etmek için. Gizemliyiz gizemli. En cahilinden, en eğitimlisine, en güçlüsünden, en garibanına her kadının içinde bir dünya gizlidir. Ancak kendi isterse açılır o dünyanın kapıları. Kolay kolay da istemez, çünkü güvenemez.
Gerçi erkekler daima kadınları anlamayı ister görünürler ama bana kalırsa pek de umurlarında değildir. Nedense o çaba gösterir halleri bana sahte gelir hep. Hem nerdeee onlarda o sabır? Belki sevda falan varsa bir iki küçük uğraş olur olmasına da, kısa sürede bıkıverirler. Anlaşılamayan gizemli yaratık da ya sinirli olur ya da umudunu keser, susup içine kapanır.
Şöyle bir araştırdım, neler yazılmış neler kadınları anlamak üzerine. Hepsi doğru da hiçbiri kesin değil. Bu konuda ciddi araştırmalar var, testler var, espriler var, karikatürler var… Sonuç yok. Bir fıkra buldum mesela, pek hoştu. Alıvereyim dedim buraya. Adamın biri ıssız bir adaya düşmüş. Sahilde dolanırken, yarısı kuma gömülü bir şişe bulmuş. Şişeyi açtığında karşısına bir cin çıkmış ve üç dilek dilemesini istemiş. Adam önce pek zengin olmayı dilemiş. Dileği yerine gelmiş. Sonra çok yakışıklı olmayı dilemiş. O da gerçekleşince, üçüncü olarak cin’den içinde bulunduğu o cennet gibi adadan evine kadar bir yol yapmasını dilemiş. Cin, bunun pek mümkün olmadığını ve başka bir dilek dilemesini söylemiş. O da “Peki o zaman, bana kadınları anlamayı öğret” demiş. Cin’in cevabı ne olabilir? “İstediğin yol kaç şeritli olsun?” Ha haa… Hoş değil mi?
Bir de kadınların tam olarak ne istedikleri bir türlü çözülememişmiş. Freud bile 80 yaşındayken kendisiyle yapılan bir röportajda: “Henüz yanıtlanamamış ve kadın ruhuyla ilgili otuz yıl süren araştırmalarıma karşın, benim de yanıtlamayı başaramadığım çok önemli bir soru var: Kadın ne ister?” demiş. Niye bu kadar zorlanmış bilmem. Koskoca Freud, neleri çözmüş, bunu çözememiş.
Erkeklerin beyin yapısı bunca gizemle başa çıkabilecek esneklikte değil bence. Onların ‘iki, iki daha dört eder’ şeklindeki düz mantık sistemleri, kadınların beyninin nice detay içeren karmaşık çalışma sistemine ayak uyduramaz. Bir de erkek genelde an’ı yaşar ve çabuk unutur. Kadın ise geçmişi, günü, geleceği birlikte yaşar ve hiç unutmaz. Ah bir de sürekli aynı hatayı yapar; karşısındaki erkeğin kendisi gibi düşünmesini bekler, umar. Hele hele ‘ima’yı anlayacağını sanarak hepten yanılır.
Küçük bir örnek vereyim, siz onu kendinize göre çeşitlendirin. Şöyle bir konuşma olsun. Kadın: “Bana mı kızdın?” Erkek: “Evet” Kadın: “Neden?” Erkek: “Niye öyle baktın o adama?” Şimdi bunun tersi olsun. Erkek: “Bana mı kızdın?” Kadın:“Bilmem” Erkek: “Neden?” (o kadarını anlar) Kadın: “Onu kendine sor. Sen daha iyi bilirsin.” (bunu sertçe okumalısınız, çünkü ‘sen bilirsin hayatım’ anlamında değil) Buyurun bakalım. Bilmez, bilemez… O anlık şey geçip gitmiştir çünkü. “Ne yaptım yahu?” diye anlamsızca uzatır durur. Sonra da “Seni hiç anlamıyorum, durduk yerde kapris yapıyorsun” gibi saçmalıklarla işi kavgaya vardırır. Zaten neye kızılmış olduğunu anlasa da inkâr eder. Oysa kadın son derece ikna edici bir tavırla: “Bilmem kimin kocasına benzettim” diyebilir.
Aslında zor zamanlardan geçiyoruz. Dünya, kadının gücünün farkına vardı. Belki de tahammülsüzlükten arttı kadına şiddet. Ama bence geçecek bu dönem. Zor olacak ama bir gün olacak. Bir gün dünyayı kadınlar yönetecek. Biz görmeyeceğiz, belki çocuklarımız da görmeyecek ama sonunda bu gerçekleşecek. İnsanlar bunun farkında değildir ama kadınlar genelde birbirlerini çekemez, kıskanır gibi görünseler de bir kadına yapılan bir haksızlık karşısında hepsi el ele vermeyi ve bir amaç için işbirliği yapmayı gayet iyi bilirler. İnanın, bu gerçekleşirse savaşlar biter.
Dünya Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun erkekler. ‘Kadın’ dendiğinde, cinselliğinizi bir yana bırakıp, ananızı, bacınızı, kızınızı düşünmeyi becerebilirseniz bizi anlamanız kolaylaşır. Haa bir de; lütfen bizden söz ederken ‘Bayan’ demeyin e mi? ‘Kadın’ demek ayıp değildir.
http://www.agos.com.tr/makale.php?seo=kadin-denen-gizemli-yaratik&detay=784