Beyoğlu Beyliği Yitireli!

İstanbul’u fena vurdu yasaklar. Yasağın kendisi de yasak olmalı. Ahhh!!! İstanbul çilen dolmamış. Erguvan’ların betona gömülmüş. Ihlamur kokun egzoz kokusuna karışmış. Pandemi ile Beyoğlu polis kordonu altına alınmış. Beyoğlu beyliğini yitireli nice yıllar geçmiş. Rakının kokusu mu ağır geldi beyler ? Biranın aşk ile köpürmesi mi? Oysa Beyoğlu’nun sokak çocukları var… Kedilerin karnında baygın uyuyan çocukları. Sahi nerede o çocuklar ? Sustum şiir konuşsun…
YASASI AĞIR BEYOĞLU
cumartesi kayıplara karıştı
o kadar çok ki anlamayan
rutinden çıkmayan çöpçüler
ölü kuşları yıkıyor
yorgun başlıyor pazar güne
ertesi hareketli
küskün kaşlı altı yüz elli yedi
göz kapaklarında taşıyor yolları
toprak renkli çingenelerin
küfürbaz omuzlarında isyankar çiçekler
günaydının en uzununu çekti
beyoğlunun delisi
üç film birdenlerde uçuşan kuyruklar
gün
seni seviyorum demesini bilenler için
erken ör ağlarını
çarşambayı bildiriler sarmış
şu bildik bildiriler
emek hak hukuk susurluk aydınlık
toprak serili ayaklarda eziliyor
ek ak uk luk lık
ankara da öyle algılıyor
perşembeye tam ortasından girdim
daha rakımı kırmamıştı buz
ellerin memelerime değmemişti
akıp gitmemiştim ayalarından
insan olmanın ayıbını soludum
kanıma karıştı bebeler
kabaran günle başladı kedilerin seremonisi
güneşin veda türküsüyle sürüp sürüştürdü
takıp takıştırdı fettan beyoğlu
gecenin göbeğinde arabesk
ruhun şad olsun
tutunacak dalı mikrofonu
bırakmaya niyetli değil ahben
kelebek tokasıyla yapıvermiş
bir gecelik estetiğini
gözlerim tokasını düşürdü
façasını çoktan bozmuşlar
inanmışlar kısmetin hası çıkarsa
kırk tas suyla arınacaklar
taşra adları yazılacakmış mezar taşlarına
kaderin acımasız adları
aysen
ayben
ahben
hep yanıp sönecekler beyoğlunda
homoseksüeller
beyaz çoraplı adamların ellerini büyütüyor
travestiler
erkekliklerinin makyaj altından fırlamasına aldırmıyor
ayol içerde işin alası var
fikretten olma fifinin
beyaz camına yapışmış liderler
meydanlarda bıraktıkları sesleriyle
enflasyonu aşağı çekmenin sözünü veriyorlar
beyoğlunun geniş gecelerine
gülüm seni koparmışlar
hoyrat ele fırlatmışlar
hesabım var hesabım var
şarkısı düşüyor
ey borçlular ayağa kalkın
kedilerin karnında baygın çocuklar
tramvaylar
az sonra iyi günlerin üstünden geçecek
vitrinlerden ölü bakan mankenler
alıcınız uykunun son demlerinde
canlanırsınız boş gövdelerde
sıcak rahimlerden fırlayan mardinli bebeler
şahin gözleriyle düşüyor midye dolmalara
hayde midye dolma
hayde midye dolma
galatasaray hamamında sis renkli kadınlar
dışarıda olup biteni kırklamak için
odun çatıyorlar
bugün
bilmem kaçıncı kez kayıpların hesabı sorulacak
kocaman gözleriyle görmüşlerdi katilleri
ölüler konuşmaz ki
Süheyla Taşçıer