fato’ya anılarla son veda

 fato’ya anılarla son veda

 

Ayşe Durukan

Yazı işleri editörümüz Ayşe Durukan yılların içinden gelen Bodrum’da sonlanan Fatma Girik’le anılarını Kadınca okurları için yazdı…

fatma girik: “artık yaşamıyorum sadece hareket ediyorum”

bodrum’da, hastanede, fatma girik’in yanındayım. memduh ün hastanedeki uzun uykusunda. her gün bir umutla sevgilisinin yanına koşan fato bir ara yanımdan kalkıp ‘dur bi memduh’a bakayım. özlemiştir beni. öpüp sevip geleyim’ diyor.

bir ay kadar sonra torba’daki evindeyim. memduh abi yaşamını yitirmiş. fatma artık acı çekmediğini bilmenin huzuru içinde.’iyi baktım di mi’ diye soruyor yanındakilere. ‘bebekler gibi baktım ona’. diye de ekliyor.

belediyeden birileri geliyor. cenaze işleri için. yeri gidip beğenilmiş. ‘yanı benim. kimseyi koymayın oraya’ diyor. yaka rozetleri için fotoğraf istiyorlar. duvardan birlikte çekilmiş fotoğraflarından birini indiriyor. ’bunu yapın. olmaz mı? neden olmasın’.

ses çıkaramıyorum, üzüntüsüne veriyorum. ‘ben artık yaşamıyorum ki, sadece hareket ediyorum’ dediğinde nutkum tutuluyor, acı boğum boğum oluyor boğazımda. ikna ediliyor ve başka fotoğraf buluyor.

 

fatma girik’le anılarıma sondan başladım. günlerdir yazmaya çalışıyorum. o ilk şok anında yazmayınca yazmak zorlaşıyor. kelimeler kaçıp duruyor önümden.

bu kaçıncı yazıp yazıp silme…

beyoğlu, şişli, beylerbeyi, dolmabahçe, taksim, cağaloğlu, Sultanahmet, Antalya altın portakal festivali, adana altın koza festivali, sesam, soder, çasod… onlarca anı.

Kolay değil yazmak.

fato 1989’da shp’den belediye başkanı. film de çekiyor başkanlık görevini de yerine getiriyor. memduh ün’ün yönettiği  ‘gün ortasında karanlık’ filminde oğlu ölünce aklını yitiren bir kadını canlandırıyor.

bakırköy akıl hastanesinin küçük bir odasında saçını sıfıra vurdururken yanındayım. kel oluşunu aşama aşama fotoğraflıyorum. ‘temizliği zor olduğu için saçları kazıyorlarmış. bir de kavga da saçlarını yoluyorlarmış’ diyor.

hastanenin eski başhekimi yıldırım aktuna’dan tiyolar aldığını fısıldıyor kulağıma. aktuna o tarihte bakırköy belediye başkanı. fato’yla aynı parti. Erdal inönü’nün  shp, sosyal demokrat halkçı partisinden.

film için sete çıkacağı kesinleşince ‘bana telsiz verin’ demiş yardımcılarına. beline taktığı telsizi gösteriyor dolmabahçe çekimlerinde.

‘aldım telsizi. sürekli takipteyim. kimsenin ağzına sakız olamam. İşini yapamıyor dedirtmem’

sinemada işini ciddiye alıp nasıl canla başla çalışıyorsa, belediye başkanlığında da öyle. söz gelmemesi için çekimler boyunca telsizi yanında duruyor.

bir başka set… halil ergün’le başrolde. sanıyorum ‘kadın dul kalınca’. beylerbeyi tepelerinde, çekim yapılan yeşilcam evlerinden birindeyiz. yine memduh ün yönetmen. uzaktan göz kırpıyor.

daha birkaç gün önce çiçek bar da ‘memduh’un seti nasıldır’ diye sormuş. masada şeref gür, tarık akan, yaman okay, meral okay, kemal sunal ve birkaç kişi daha. ne diyeceğimi şaşırıyorum. gerçeği mi söyleyeyim yoksa idare mi edeyim diye düşünürken ‘söyle söyle yemez’ diyor. memduh abi başta olmak üzere masa gülüyor. O rahatlıkla söylüyorum: sette çok sinirli. gergin. korkarak geliyorum. kaçmak için fırsat arıyorum. gerçekten de öyleydi memduh abi sette. herkes çekinir, diken üstünde olurdu. işte o nedenle göz kırpıyor fato. rahatlıyorum.

hürriyet/tv’de 7 gün dergisinde bir ara ‘sevdiğiniz sanatçılar telefonda’ yaptık. fato’da gelenlerden. şen, şakrat, gırgır şamatayla geçen saatler. sözünü esirgemeyen, seyircisiyle birebir konuşurken hesabı olmayan, samimi, rahat kibirden uzak…

Fato’yu sevmemek mümkün mü?

‘söz fato’da programı. kanal d’de yayınlanıyor. çekim için sultanahmet’teler. evime çok yakın. tesadüfen karşılaşıyoruz. çelik gülersoy’un restore ettirdiği soğukçeşme sokağına sürüklüyor kolumdan tutarak. ‘bu sokakta çocukluğum geçti’ diyor. çocukken osmanlıdan kalma bir mezara çaput bağlamışlar. ‘biliyor musun sonra orası adak yeri oldu’…

gülüyoruz.

bir keresinde…  kalıyorum…

bilgisayara gözüm takılıyor. haber sitelerinden biri twitter’da paylaşmış: fatma girik öldü. nee diye düşünüyorum. fato mu öldü? dört yapraklı yonca eksildi mi? sonra yazımın konusu gözüme takılıyor.

hayır… onlar ölmez. hamasi bir söylem değil. kanalları dolaşın mutlaka bir filmi çıkar günlerden bir gün. onlar anılsa da anılmasalar da hep yaşayacak. bizler, onlarla yaşayan onları anarak hep yaşatacağız, yaşadıkça.

güle güle fato. eğer hala duruyorsa sultanahmet’e gidip o mezarı bulup adak adayacağım. birlikte güleceğiz.

 

Fatma Girik Son Veda

 

not: bell hooks, feminist, amerikalı yazar, kadın hakları savunucusu. abd’deki ırkçılık, sınıfçılık, cinsiyetçilik üzerine çalışmaları ile tanınan hooks, makalelerinde kapitalizme tepki nedeniyle büyük harf kullanmaz. kapitalleştirilmiş her şeye karşıdır. bu nedenle feministler yazılarında küçük harf kullanırlar. ben de

Benzer Yazılar