LYS Sınavlarında Başarının Püf Noktaları
LYS’LER GELDİ ÇATTI…
ŞİMDİ ÇALIŞMA ve SORU ÇÖZME ZAMANI
Sevgili öğrenciler,
Üniversitelere giriş sınavının birinci oturumu olan YGS’ye 23 Mart’ta girdiniz. İkinci oturum olan 15 Haziran’da gireceğiniz LYS – 1 ve LYS – 5’in uygulanmasına ise çok az bir süremiz kaldı. LYS – 1’den 1 hafta sonra da, diğer oturumlara LYS – 2,
LYS – 3 ve LYS – 4 sınavlarına gireceksiniz.
Bu kalan sürede neler yapmalıyım sorusu her öğrencinin aklına gelen, fakat tam olarak da içini dolduramadığı bir sorudur. Aslında ne yapması gerektiğini bilen, doğru bir programa sahip olan her öğrenci, gireceği sınavlarda YGS’de elde ettiği başarıdan daha fazlasını elde edecektir. Çünkü Haziran’da gireceğiniz LYS’lerde, her bir soruya verilen zaman YGS’ye oranla daha fazladır ve her soru için ortalama 1,5 dk. düşmektedir. YGS’nin Yerleştirme Puanına katkısı, standart sapmalar nedeniyle maksimum %32 seviyesinde gerçekleşirken, buna bağlı olarak LYS’lerin Yerleştirme Puanına katkısı ise her yıl %68 – 70 seviyesinde seyreder.Dolayısıyla YGS’de istediği başarı sırasını yakalayamayan öğrenciler, LYS’lere daha sıkı ve yoğun bir şekilde çalışarak, açığı kapatabilecektir.
Yapmanız gereken ilk şey, motive olmaktır. YGS’de aldığınız puan ne olursa olsun, biran önce bu takıntıdan kurtulup, LYS’lere odaklanmanızdır. Öğrendiğiniz konuları tekrar etmeli, bu bilgileri pekiştirmek için de, yeterince soru çözmelisiniz.
Öncelikle konu eksiği olan öğrenciler, biran önce eksiklerini kapatmaya yönelmelidir. Unutulmamalıdır ki, LYS’ler bilgiye dayalı sınavlardır. Konulardaki detaylar kesinlikle atlanmamalıdır. Bir konu öğrenildikten sonra bir kenara bırakılmamalı, unutmamak için sürekli tekrar yapılmalı ve soru çözülmelidir. Ayrıca, yaptığınız her çalışmayı mutlaka not almalısınız. Bir deftere ya da ajandaya not düşmeniz, hem sizi motive edecek hem de neler yaptığınızın takipçisi olmanızı sağlayacaktır. Çünkü uzun süredir atladığınız ya da hiç bakmadığınız konular olabilir.
Sevgili öğrenciler, sınava kadarki süreçte ve sınav günü bir miktar heyecan ve gerginliğin olması normaldir. Bu heyecan, verimli çalışmanızı ve sınavlara konsantre olmanızı sağlar. Hiçbir başarı, heyecansız gerçekleşemez. Ancak, çok aşırı stres ve kaygı da tam tersi zararlıdır. Bu durum, hem çalışmalarınızın daha verimsiz geçmesine, hem de sınavlarda dikkatinizin azalmasına neden olur.
Bundan sonra artık, YGS sıralamanızla ilgilenmeden, kalan süreyi sadece LYS çalışmalarınıza konsantre olarak geçirmelisiniz. Önünüzde kalan bu süre, şu anki düzeyinizi çok daha yukarılara çekmenizde etkili ve belirliyici olduğundan, kapasitenizin tamamını kullanarak çalışma mücadelesi vermelisiniz.
Akşamları en geç, 23.30 – 24.30 civarında yatıp, sabah da en geç, 6.30–7.30 gibi kalkmalısınız. Gün içerisinde veya akşamları kendinizi yorgun hissediyorsanız 1 – 1,5 saat kadar uyuyup sonra çalışmaya başlayabilirsiniz. (günde toplam, 7 – 8 saat civarında uyumanız yeterlidir.)
Sabahları süt veya taze sıkılmış meyve suyu ile mutlaka iyi bir kahvaltı yaptıktan sonra çalışmalarınıza başlayınız (Sabah kalktığınızda kahvaltı yapamıyorsanız, 1 bardak ılık süt içip, acıktığınızda kahvaltı yapın ). Çalışırken dikkatiniz çabuk dağılıyorsa,
40 – 45 dakikada bir mola (10 – 15 dakika kadar), dikkatiniz çabuk dağılmıyorsa, 2 saatte bir mola veriniz (20 – 25 dakika kadar).Molalarda, temiz havada nefes alıp – verme egzersizi ile 10 – 15 dakikalık kısa yürüyüşler yapınız.
Bu son günlerde, asla umutsuzluğa kapılmayınız. “Bitirmem gereken çok çalışmam var ama bu gidişle bunların çoğunu yetiştiremeyeceğim” paniğine kesinlikle kapılmayınız. Hemen hemen tüm öğrencilerin bu durumda olduğunu unutmayınız! Bir gün önceden ertesi günün planını yapıp, ertesi gün de olumsuzluk düşünmeden, sadece plânladığınız işi bitirmeye konsantre olmalısınız. Plânladığınız işi bitiremediğinizde, moral bozmadan hemen ertesi günün plânını yapıp, kaldığınız yerden çalışmaya devam etmelisiniz.
Zaman zaman bir çok şeyi unuttuğunuzu, hatırlamadığınızı zannedeceksiniz. Oysa, sınav sırasında bunların hepsini hatırlayacaksınız. Bu nedenle gereksiz panik ve stres yapmayınız. Gerek sınav gününe kadar, gerek sınav gününde bir miktar heyecanın ve gerginliğin olması normaldir. Bu heyecan, sınav gününe kadar verimli çalışmanızı, sınav günü de sınava iyi bir şekilde konsantre olmanızı sağlayacaktır.
Bu günlerde, beslenmenize ve sağlığınıza daha çok dikkat etmelisiniz. Dışarıda bilmediğiniz yerlerden yiyip içmeyin. Havanın sıcak olduğu saatlerde dışarda fazla kalmayınız. Hava şartlarına uygun giyinin. İçinde alkol bulunan içeceklerden ve gazlı, asitli içeceklerden uzak durunuz. Vitamin kullanıyorsanız, yine aynı vitamini kullanmaya devam edebilirsiniz. Kullanmıyorsanız ve iyi beslenemiyorsanız, doktorunuzun önereceği bir vitamin de kullanabilirsiniz.
Sınavdan bir hafta önce; stresi önleyici etkisi olan C vitamini ağırlıklı meyveler tüketiniz ( portakal, kivi ve yeşil yapraklı sebzeler ).
Sınavın yaklaştığı şu günlerde, mikroplardan, güneşten ve cereyandan korunmalısınız (güneşte fazla kalmanız, enerjinizi ve motivasyonunuzu alır, kendinizi yorgun hissetmenize neden olur.). Ancak, bunları yaparken de kendinizi karantinaya alınmış gibi hissedip aşırı takıntı yapmayınız. “Ya hasta olursam, ya sınava giremezsem” psikolojisine de kapılmayın.
Sınavdan bir önceki günü normal günlerden biri gibi değerlendiriniz. Sabah, yine alışkın olduğunuz tarzda iyi bir kahvaltı yaptıktan sonra, gazete okuyunuz, müzik dinleyiniz. Cumartesi günü çalışma önermiyoruz, ancak, Cumartesi sabahı, kafanıza takılan belli soru tipleri veya belli bir konu olursa 3 saat kadar çalışabilirsiniz.
Sınavdan önceki gece, yatmadan önce, 1 bardak süt ile yanında muz ya da 1 kase yoğurt ile yanında çilek tüketmeniz sabah dinç kalkmanızı ve gece iyi uyumanızı sağlayacaktır. Yattıktan (1 – 1,5) saat sonra, hâlâ uyuyamadıysanız pencerenin önüne çıkıp derin derin nefes alıp, ılık bir duşun ardından, sıcak ıhlamur, melisa çayı veya adaçayı içerek tekrar yatınız.
Sınava giderken, mümkün olduğunca rahat olan penye tişört ve şort veya ince pamuklu eşofman kıyafetler giyininiz. Ayrıca, sıcaktan rahatsız olduğunuzda rahatça çıkarabileceğiniz ikili kıyafetler tercih ediniz. Kıyafet ve ayakkabınızda metalik aksesuarlar bulunmamasına özen gösteriniz. Yanınızda, metal para, metal takı, yüzük, künye, toka bulunmasın. Saçınızı toplamak için lastik tokalar veya saçınıza takmak için plastik tokalar kullanınız.
Sevgili veliler,
Bu dönemde anne ve babalara da büyük bir görev düşmektedir. Kesinlikle çocuklarınızla tartışma ortamlarına girmeyiniz. Belki de hayatlarında ilk defa kendi gelecekleri için bir yükün altına girdiler ve oldukça yoğun bir stresin altındalar. Bırakalım ve hatta destekleyelim, motive edelim ki bu stresin altından başarıyla çıksınlar.
Sizlere düşen görev, bugünlerde çok hassas bir denge politikası yürütmenizdir. Çocuğunuza, gereğinden fazla hoşgörülü ve yumuşak davranmaktan lütfen kaçınınız. Bu davranış biçimi onun, “evet gerçekten de çok kötü bir durumla karşı karşıyayım ki bana bu derecede hoşgörülü davranılıyor” diye düşünmesine neden olur. Olabildiğince normal, her zamanki davranışlarınızı sürdürmelisiniz. Çünkü, çocukların ihtiyacı olan şey, mümkün olduğunca normal bir iş yaptıklarına inanmalarıdır. Sınavı gözünüzde büyütmeyin ki onların da büyütmesine engel olabilesiniz. Aynı biçimde sınavı hiç önemsemiyormuş gibi de davranmayınız. Onun her zaman yanında olduğunuzu, onunla ilgilendiğinizi ona hissettiriniz. Onlara bu sıralarda ev içinde artı sorumluluklar, artı görevler vermekten kaçınınız. Şu günlerde onların en büyük sorumluluğu derslerine zaman ayırmalarıdır.
Ayrıca, ona moral vermeye çalışırken mümkün olduğunca “Sana güveniyoruz, sen mutlaka başarırsın, sen güçlüsün, şu puanı mutlaka alırsın” gibi tümceleri kullanmamaya çalışınız. Bu durumda öğrenci, kendisini size karşı mutlaka kanıtlamak zorunda hissedeceği için omuzlarına binen bu yük altında ezilip strese girecektir. Ancak, tabii ki bu işi başarabileceği konusunda ona cesaret verip onu yüreklendireceğiz ve kendisine güvenmesini sağlayacağız.
Çocuklarınızı çalıştıkları zaman, başarıya ulaşacaklarına inandırmalısınız. Unutmayınız ki, sınav kaygısını yenmenin tek yolu, çalışmaktır.
Bu arada, çocuğunuzun psikolojik durumu ve ruh sağlığıyla da ona hissettirmeden ilgileniniz. Bunlar; “aşırı içine kapanma, saç dökülmesi, deri dökülmesi, vücutta çıkan bir takım kızarıklıklar ve kaşıntılar, titreme, aşırıya kaçan bir takım tikler, aşırı terleme, çalışma şevkinin ve azminin tamamen yok olup kendini bırakması” gibi olumsuzluklardır. Bu durumlarla çok nadir de olsa karşılaşabiliyoruz. Şayet, bu ve benzeri sıkıntıların herhangi biriyle karşılaşırsanız, paniklemeyiniz ve hemen bir uzmana (psikiyatriste) başvurunuz.
Size ve sizin için hayatta her şeyden daha önemli olan değerli çocuğunuza, sağlıklı, başarılı ve güzel bir yaşam diliyoruz.