DATÇA’DA KÖPEKLERE DENİZE GİRME YASAĞI
Sinema oyuncusu Faruk Peker’in köpeği 28 Şubat sürecine nasıl girdi?
Haber dilinde, ilginçliğin belleklere yerleşmiş en belirgin tanımını, New York Sun’dan gazeteci John Bogart, 1880 yılında, “Köpek insanı ısırırsa haber değil, insan köpeği ısırırsa haberdir.” diyerek yapmıştı.[1] İletişim fakültelerinde gazeteci adaylarına bu kural öğretilir. 28 Şubat sürecinde ne köpek insanı ne de insan köpeği ısırdı ama köpek yine haber oldu!
Datça’da Haydut isimli bir köpek, Hürriyet Gazetesi’nde ‘Datça’da köpeklere denize girme yasağı’, ‘Kaymakam haram dedi’, ‘Köpeklere deniz yasağı’ ve ‘Kaymakam mavi bayrağa sığındı’, Milliyet Gazetesi’nde ‘İşgüzar kaymakam’, ‘Kaymakam çark etti’ ve ‘Posta Gazetesi’nde ‘Köpeğe deniz yasağı’, ‘Kaymakam beyden u dönüşü’ başlıklarıyla 17-18 Ağustos 2001 tarihlerinde manşetlere çıktı.
Gazeteci – Yazar Emine Dolmacı’nın Pozitif Yayınları’ndan çıkan “28 Şubat’ın Haber Dükkanı / Yalanlar Üstüne” isimli kitabında Haydut isimli köpeğin 28 Şubat sürecine giriş hikayesi şöyle anlatılıyor:
“İlk olarak kaymakamlık lojmanının bulunduğu, mavi bayraklı Hastanealtı Plajı’na ‘‘Köpekle denize girilmez’’ yazılı uyarı tabelası yerleştirildi. Tabela şaşkınlık yaratırken, yasağı ilk çiğneyen sinema oyuncusu Faruk Peker oldu. Datça’da tatil yapan Faruk Peker, köpeği “Haydut”la denize girdi. Kaymakam Tuncer, villasının balkonundan Peker’in köpeğini denizde görünce polis çağırdı. Polisler sanatçıyı uyardı, bokser cinsi Haydut’u denizden çıkarmak zorunda kalan Peker, uygulamaya tepki göstererek “Utanç verici.” dedi.
Muş vali yardımcılığından 8 ay önce Datça’ya atanan Kaymakam Savaş Tuncer, kararın tüm Datça sahillerini kapsadığını, herkesin uymak zorunda olduğunu söyledi. Tuncer, (17 Ağustos 2001 tarihli Hürriyet’in haberine) göre şöyle dedi:
“Mavi bayrak için sahillerimizin Avrupa standartlarında olması gerekiyor. Bunun esaslarından biri de plajlara, sahillere köpek sokulmaması. Bu nedenle, başkanlık ettiğim ilçe Hıfzıssıhha Kurulu’nda bu kararı aldık. Bu, bir kuraldır. TCK’nın 526’ncı maddesi gereği, hükümet emirlerine aykırı hareket etmekten, adlî tahkikat yaptırırım. Karara uymayan, 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanır. Ayrıca 150 milyon lira da idarî para cezası uygularız. Ayrıca köpeğin girdiği suya girilmez. Ben şahsen girmem. Çünkü haram. Faruk Peker’e de ilk olduğu için ceza uygulanmadı.”
Gündeme bomba gibi düşen haberin aslı Datça Kaymakamlığı’nın şikâyeti üzerine ortaya çıktı.
KAYMAKAM HARAM DEMEMİŞ
21 ülkede uygulanmakta olan Mavi Bayrak projesi kapsamında kriterlerden bir tanesi de plaja evcil hayvan sokulmamasıydı. Datça’da ‘mavi bayrak koşullarından birini’ yerine getirdiği için bu kuralı uyguluyor, uymayanlar da uyarılıyordu. Peki plaj davranış kuralları nasıl oldu da bir anda dinî eksenli bir habere dönüşüverdi?
Yayımlanan haber üzerine Muğla Valiliği’nce soruşturma açıldı. Kaymakamın böyle bir beyanının olmadığı, muhabir S.K.’nin sansasyonel bir haber vererek, gündemde yer almak istemesi nedeniyle böyle bir haber yaptığı belirlendi. Gerçek ortaya çıkınca vali, kaymakam hakkında soruşturma izni vermedi.
Buna rağmen gazeteler, kaymakamın yolladığı cevap ve düzeltme yazısını yayımlamadı. Bunun üzerine Datça Sulh Ceza Mahkemesi, cevap ve düzeltmenin yayınlanmasına karar verdi. Kaymakam’ın şikâyeti üzerine Basın İlan Kurumu Hürriyet, Milliyet ve Posta’ya ikişer günlük para cezası verdi.
18 DAVA AÇILDI, 9 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ
Ancak mahkeme Basın İlan Kurumu’ndan daha sert bir karar verdi. Doğan Haber Ajansı muhabiri ve yerel bir gazete sahibi S.K., Datça Asliye Ceza Mahkemesi’nde bu haberle ilgili açılan 18 dava sonucu toplam 9 yıl hapis ve 4 milyar lira da para cezasına çarptırıldı.[2]
İmamın keçisinin kaybolduğu haberinin çarpıtılarak ‘İmam keçi çaldı’ diye yayımlandığı günlerde yaşanan böylesine büyük bir basın skandalının ‘muhabirin sansasyonel bir haber vererek, gündemde yer almak istemesi’ şeklinde küçültülmesi, elbette inandırıcı değil. O dönemde bir devlet adamını, bürokratı itibarsızlaştırmanın en kestirme yolu ‘dinci’ ilan etmekti.
BİR HABER, ÜÇ FARKLI KARAR
Şimdi sıkı durun… Basın Konseyi ise Datça Kaymakamı Savaş Tuncer’in yaptığı şikâyetin yersizliğine karar verdi.[3]
Aynı olay ve aynı delilleri değerlendiren Basın Konseyi, nasıl olduysa Basın İlan Kurumu ve mahkemeden farklı bir sonuca varmıştı. Oybirliğiyle alınan kararda, basın meslek ilkelerini ihlal eden bir unsurun bulunmadığı belirtiliyor!”